Yahudiler 1948 Yılında Filistin Toprakları Üzerinde “İsrail Devletini” ilan edene kadar bu fikri yaşatmak ve yeni nesillerine aktarmak için birbirleriyle buluştuklarında ve ayrılırken “Kudüs’te Buluşmak Üzere” – “Kudüs’te Görüşmek Üzere” diyerek selamlaşmışlar. Hatta birbirlerine yazdıkları mektupların sonunda “KUDÜS’TE BULUŞMAK ÜZERE” – “KUDÜS’TE GÖRÜŞMEK ÜZERE” diye yazarak bu hedef ve gayelerini hep canlı tutmuşlar.
Müslümanların ilk kıblesi Kudüs’te barış ve huzurun gelmesini amaçlayan Müslümanlarda “Kudüs’te Buluşmak Üzere” – “Kudüs’te Görüşmek Üzere” sözlerini ilke edinerek Müslümanları bilinçlendirmek farkındalık oluşturmak ve hedeflerinin “KUDÜS” olması gerektiğini hatırlatmak amacıyla, www.kudustebulusmakuzere.com sitesi ile KIZIL ELMAMIZ “KUDÜS’TE BULUŞMAK ÜZERE” Linkedin sosyal medya sayfasına ve @KUDÜSTEBULUŞMAKÜZERE YOUTUBE Kanalını kurmuşlardır.
Yeniden İnşa Derneği (YENİDER) Başkanı Eşref Küçükateş; Derneğimizin ismine uygun olarak Kentsel Dönüşümden, AHİ’liğe kadar İnsan, İslam ve Ülkemiz yararına birçok etkinlikte yeniden inşa ve ihya etmek amacıyla yer aldık.
Tüm Dünyanın seyrettiği soykırım düzeyindeki katliamlara seyirci kalmamak Filistin Halkını zulümden başta KUDÜS’ü ve tüm Filistin’i işgalden kurtarmak fikrinin zihinlere yerleşmesini sağlamak amacıyla “KUDÜS’TE BULUŞMAK ÜZERE” söylemini günlük hayatımızda kullanarak kalplerimize ve zihnimize nakşetmek amacıyla başlatılan bu projede yer almanız, katillerin üzülmesine, mazlumları sevinmesine sebep olacaktır.
Tüm Müslümanları bu site ve sosyal medya platformlarında etkileşimde bulunmaya davet ediyoruz. “KUDÜS” MÜSLÜMANLARIN KIZIL ELMASIDIR önünde sonunda bu hedefe ulaşacağız.
“KUDÜS’TE BULUŞMAK ÜZERE”
KUDÜS, YAHUDİLER, HRİSTİYANLAR VE MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖNEMLİDİR.
Müslümanlar için Kudüs, ilk kıble ve Peygamberimiz SAV’in Miraç’a yükseldiği yer olan Mescid-i Aksa’yı kalbinde barındırır.
Yahudiler için Kudüs, Süleyman Mabedi’nin bulunduğu yer ve Tanrı’nın onlara vaat ettiği toprakların merkezi olarak kabul edilir.
Hıristiyanlar için Kudüs, İsa’nın çarmıha gerildiği ve dirildiği yer olarak büyük bir öneme sahiptir.
MÜSLÜMANLARIN BAŞLATTIĞI “KUDÜS’TE BULUŞMAK ÜZERE” HAREKETİ
Müslümanların başlattığı bu hareket, Kudüs’ün özgürlüğü ve Filistin halkının haklarının korunması için bir çağrı niteliği taşımaktadır.
Hareket, farkındalık yaratmak ve Müslümanları bir araya getirmek amacıyla çeşitli platformlarda faaliyet göstermektedir. www.kudustebulusmakuzere.com web sitesi bu hareketin mesajını yaymak kurulmuş, Müslümanları KUDÜS fikri ve hedefinde birleştirmeyi amaçlayan önemli bir araçtır.
FİLİSTİNLİLER İÇİN DİRENİŞ VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNİ TEMSİL EDEN SİMGELER.
ANAHTAR: Anahtar, Filistin halkının 1948’deki Nakba (Büyük Felaket) sırasında zorla göç ettirildiği topraklarına olan geri dönüş hakkını sembolize eder. Nakba sırasında yüz binlerce Filistinli evlerini terk etmek zorunda bırakıldı. Birçok insan, bir gün evlerine geri dönebileceklerine dair umudun bir işareti olarak evlerinin anahtarlarını hala saklıyor. Bu anahtarlar, yalnızca fiziksel bir nesne değil, aynı zamanda topraklarına olan aidiyetlerini, hatıralarını ve hak iddialarını temsil eden güçlü bir sembol haline gelmiştir.
KARPUZ: Karpuz, Filistin direnişinin yaratıcı ve ilham verici bir sembolü olmuştur. Renkleri (kırmızı, yeşil, beyaz ve siyah) Filistin bayrağının renklerini andırır. İsrail işgali sırasında, Filistin bayrağını taşımak veya dalgalandırmak yasaklandığında, insanlar bayrağın renklerini taşımak için karpuzu bir simge olarak kullanmaya başladılar. Bu basit, ama güçlü bir sembolizm, kimliklerini ve direnişlerini ifade etmenin bir yoluydu.
ZEYTİN AĞACI: Zeytin ağacı, Filistin halkının topraklarına olan bağlılığını ve direnişini temsil eder. Kur’an-ı Kerim’de bereketli olarak nitelendirilen zeytin, aynı zamanda barışın sembolüdür.Zeytin ağaçları, İsrail işgali sırasında sık sık hedef alınmış ve yok edilmiştir. Ancak Filistinliler, “kekik ve zeytin olduğu sürece topraklarımızda kalacağız” diyerek bu ağacı direnişin bir sembolü olarak benimsemişlerdir.
PORTAKAL: Portakal, Filistin’in tarımsal zenginliğini ve Yafa bölgesindeki portakal bahçelerini temsil eder.Nekbe sırasında Yafa’daki portakal bahçeleri Filistinlilerin elinden alınmış ve halk sürgüne zorlanmıştır. Bu nedenle portakal, Filistinlilerin kaybettikleri topraklarını ve özgürlük mücadelelerini simgeler.
HANZALA: Hanzala, Filistinli karikatürist Naci el-Ali tarafından yaratılan bir karakterdir. Bu çocuk figürü, Filistin halkının acılarını ve direnişini temsil eder.Hanzala, sırtı dönük, ayakları çıplak ve elbisesi yamalı bir şekilde tasvir edilmiştir. Bu karakter, Filistin’in özgürleşene kadar sırtını dünyaya döneceğini ifade eder.
Kudüs, sadece dini değil, aynı zamanda derin bir kültürel öneme de sahip bir şehirdir. Üç büyük dinin kutsal kabul ettiği bir yer olması, çeşitli kültürlerin binlerce yıllık tarih boyunca burada bir araya gelmesine yol açmıştır.
Kudüs’ün tarihsel ve kültürel önemi, pek çok simge ve onların ardındaki hikâyelerde görülür.
MESCİD-İ AKSA: İslam’ın en kutsal üçüncü mekanıdır. Peygamber Muhammed’in Miraç Gecesi göğe yükseldiği yer olarak kabul edilir. Aynı zamanda Müslümanların ilk kıblesidir. İsra ve Miraç olaylarıyla bağlantılı olması, bu yapının manevi önemini artırır.
Mescid-i Aksa, sadece bir cami değil, büyük bir alanı kapsayan bir kompleksin adıdır. Bu alandaki Kubbetü’s-Sahra da ayrı bir simge niteliği taşır.
KUBBETÜ’S-SAHRA: Mescid-i Aksa kompleksinin bir parçası olan bu yapı, Hz. Muhammed’in Miracı sırasında göğe yükseldiği taşın üzerinde inşa edilmiştir. Emevi Halifesi Abdülmelik tarafından MS 691 yılında yaptırılmıştır.
Altın kubbesi ve eşsiz mimarisi ile Kudüs’ün en tanınmış yapılarından biridir.
AĞLAMA DUVARI (BATI DUVARI): Yahudiler için kutsal bir mekandır. Süleyman Mabedi’nin bir parçası olarak kabul edilir ve Yahudiler, bu mabet yıkıldıktan sonra dua etmek için burayı kullanmışlardır. İsim, duvarın önünde edilen dualarla ve Yahudilerin sürgün sırasındaki acılarıyla ilişkilidir. Günümüzde Yahudiler tarafından kutsal bir ibadet yeri olarak kullanılmaya devam etmektedir.
KIYAME KİLİSESİ (KUTSAL KABİR KİLİSESİ): Hıristiyanlar için Kudüs’ün en kutsal mekânlarından biridir. İsa’nın çarmıha gerildiği, defnedildiği ve yeniden dirildiğine inanılan yerin üzerine inşa edilmiştir.
İlk kez MS 4. yüzyılda İmparator Konstantin’in annesi Helena tarafından inşa ettirilmiştir.
ZEYTİN DAĞI: Zeytin Dağı, Yahudi, Hristiyan ve Müslüman geleneğinde büyük öneme sahiptir. Yahudi inancına göre Mesih’in gelişi burada gerçekleşecektir. Hristiyan inancında ise İsa’nın dua ettiği ve göğe yükseldiği yer olarak bilinir.
Aynı zamanda önemli bir mezarlık alanıdır ve Kudüs’e panoramik bir bakış sunar.
DAVUT KULESİ: Adını Kral Davut’tan alır, ancak yapı Roma dönemine aittir. Kudüs’ün savunmasında önemli bir rol oynamış ve şehirdeki çeşitli medeniyetlerin izlerini taşır.
Bugün bir müze olarak hizmet vermektedir ve şehrin tarihini ziyaretçilere sunar.
KUDÜS, TARİH BOYUNCA BİRÇOK ÖNEMLİ OLAYIN MERKEZİ OLMUŞTUR:
ANTİK DÖNEM
Yahudiler için kutsal olan Süleyman Mabedi, Kudüs’te inşa edilmiştir. Bu mabed, Yahudi inancında Tanrı’nın varlığını temsil eder. M.Ö 586 yılında Babil Kralı Nebukadnezar, Kudüs’ü fethederek Süleyman Mabedi’ni yıkmış ve Yahudileri Babil’e sürmüştür.
ROMA VE BİZANS DÖNEMİ
Hristiyanlık açısından Kudüs, İsa’nın çarmıha gerildiği ve dirildiği yer olarak büyük bir öneme sahiptir.
Kudüs, Roma İmparatorluğu’nun bir parçası olmuş ve bu dönemde birçok dini ve kültürel değişim yaşamıştır.
İSLAM DÖNEMİ
638 yılında Hz. Ömer, Kudüs’ü Bizanslılardan alarak İslam topraklarına katmıştır. Bu dönemde Mescid-i Aksa ve Kubbetü’s-Sahra inşa edilmiştir.
Kudüs, Emevi ve Abbasi dönemlerinde İslam dünyasının önemli bir merkezi olmuştur.
HAÇLI SEFERLERİ
1099 yılında Haçlılar Kudüs’ü ele geçirmiş ve şehirde büyük bir katliam gerçekleştirmiştir.
1187 yılında Selahaddin Eyyubi, Kudüs’ü Haçlılardan alarak İslam topraklarına geri kazandırmıştır.
OSMANLI DÖNEMİ
1517 yılında Osmanlı İmparatorluğu, Kudüs’ü Memlüklerden alarak kendi topraklarına katmıştır. Osmanlı döneminde şehirde birçok restorasyon ve imar çalışması yapılmıştır.
SON DÖNEM
1948 yılında İsrail Devleti’nin kurulmasıyla Kudüs üzerindeki çatışmalar daha da derinleşmiştir. 1967 yılında İsrail, Kudüs’ün doğusunu ele geçirerek şehrin tamamını kontrol altına almıştır.